MEHMET AKİF ERSOY - NECİD ÇÖLLERİNDE

www.tips-fb.com


Yâ Nebi...
Şu halime bak
Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın,
Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın.
Hârimi Pâkine can atmak istedim durdum,
Gerildi karşıma yıllarca ailem yurdum.
Tahammül et dediler, hangi bir zamana kadar,
Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var.
Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak,
Önümde durmadı artık ne hanuman ne ocak.
Yıkıldı hepsi, ben aştım diyar-ı Sudan’ı,
Üç ay tihame deyip çiğnedim beyebanı.
Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrada,
Yetişmeseydin eğer Ya Muhammed imdada.
Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin,
Akarsular gibi çağlardı her tarafta sesin.
İradem olduğu gündür senin iradene râm,
Bir an olsun yollarda durmak bana oldu haram.
Bütün hayakil-i hilkat ile hasbihal ettim,
Leyâle derdimi döktüm, cibali söylettim.
Yanıp tutuşmadan yummadım gözümü,
Nücuma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü?
Azab-ı Hecrine katlandım elli üç senedir,
Sonunda anlıma çarpan bu zalim örtü nedir?
Üç beş sineyi hicran içinde inleterek,
Çıkan yüreklere husran mı, merhamet mi gerek.
Demir nikabını kaldır mezarı pâkinden,
Bu hasta ruhumu artık, ayırma hakinden.
nedir o meşale, nurun mu ya Resulallah
Sükûn içinde bir an geçti, sonra kısa bir âh....

Mehmet Akif Ersoy

NECİD ÇÖLLERİNDE ENGLISH TRANSLATION

O the Messenger of Allah!..
Look at me..
The way the Sahara burns from its chest when the Sun grows hot
Same way your absence burned my soul
I intended to visit Harim-i Paki
My family and my land prevented me for years
They told me to endure, but till when?
No matter how much patience you have, there is some limit
My eyes were searching that land, which burns me inside as I recall
No longer my home could stand against me
They all collapsed, I passed through land of Sudan
For three months i said “Tihame” (Mecca) and ran over desert
Even my bones would burn in Sahara
Oh Mumammad if you did not come to help
Your breath was blowing cooly as I was swimming in sand
Your voice was babbling as rivers, all around
Since the day my will submitted to your will
It became haram (forbidden) to me even to stop for a while on my way
I talked to all temples of creation
I confide my troubles to the nights, I spoke with mountains.
I never closed eyes without kindling and burning
Ask to the dawn, did these eyelashes ever see sleep
I endured your absence for fifty-three years
And in the end what is this cruel veil that crashes on my forehead?
Making chests mourn because of separation
How should these hearts be treated? Despair or mercy?
Remove these iron veils from your clean grave
Do not keep this desperate soul away from you anymore
What is that torch, is it your nour oh the Messenger of Allah
A while passed in silence and then a short “ah”…

Translation: İbra & Azra

No comments: